20 Mayıs 2024 Pazartesi Günü, Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Bölümü Seminer dersi kapsamında düzenledikleri 6. etkinliğinde Fizyoterapist Arzu KALIN’ı konuk etti.
Afyon Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda gerçekleştirilen “Çocuklarda Duyu Bütünleme” başlıklı seminere akademik personel ve Çocuk Gelişimi Programı öğrencileri katıldı.
Vücudumuzda yalnızca 5 duyu organımız yok. Günümüzde tanımlanmış 7 duyu sistemimiz var.
İnsanlarda her ne kadar beş duyunun varlığından bahsedilse de duyusal sistemin sınıflandırılmasında vestibüler duyu (denge ve hareket duyusu), proprioseptif duyu (derin duyu), taktil duyusu (dokunma duyusu), tat duyusu, koku duyusu, görme duyusu, işitme duyusu olmak üzere yedi farklı sistem şeklinde ele alınır.
Takdil (dokunma) duyusu için; en temel ve ilkel iletişim biçimi olarak kabul edilmektedir. Dokunma duyusu ile ilgili sorunlar yaşayan bireyler, vücudu ile ilgi algılarının yeterince gelişmemiş olması hareket etmeyi gerektiren becerilerden kaçınma ya da sosyal ortamlardan uzak durma gibi davranışlar sergileyebilirler. Genellikle sevmiyorum ya da hoşlanmıyorum şeklinde ifadelerin altında yatan nedenin duyu bütünleme bozukluğu ile ilişkili olabileceğini söyledi. Çocuklarda da oyuncak gibi nesneleri işlevlerine uygun olarak kullanmakta zorluk çekebileceklerine değindi.
Duyusal bütünleme, çevreden gelen uyaranların ve deneyimlerin beyinde işlenme süreci sonunda ortaya çıkan motor davranışları, duygu ve dikkat gibi tepkileri ifade etmektedir.
Genetik veya kalıtsal yatkınlık.
Duyu Bütünleme bozukluğu normal olarak algılanması gereken duyusal uyaranlara normalin üzerinde ya da normalin altında cevap vermek veya duyusal uyaran arayışı içinde olmakla gözlemlenen duyusal bir problemdir. Çocuğun annesi, babası, kardeşi ya da yakın derece akrabasında duyu bütünleme problemi olan çocuklarda görülme ihtimali daha yüksektir.
Normal duyusal süreçte; kişi kendi vücudundan ve çevreden gelen uyarıları doğru bir şekilde algılar ve uygun bir davranış ya da motor hareket açığa çıkarır. Ancak duyusal hassasiyeti olan çocuklar, günlük yaşamsal aktivitelere katılmada ve günlük yaşam becerilerini kazanmada gecikmeler yaşayabilmektedir ve bu gecikmeler, gelişimsel açıdan da geriliğe ve yetersizliğe yol açabilmektedir. Bunun yanında sosyal hayata uyum ile ilgili problemlere neden olmaktadır.
Duyu bütünleme, nörolojik bir işlemdir. Duyu bütünlüğü fonksiyon bozukluğu nörolojik bir bozukluktur.
Duyu bütünleme bozukluğu otizm spektrum bozukluğu ile genellikle karıştırılır. Bu durumu ayırt edebilmek için önce çocuk psikiyatristine başvurulması ve psikiyatristin önerisi doğrultusunda duyu bütünleme terapi merkezine başvurulması gerekir.
Yaşamın ilk yıllarında çocukların gereksinim ve gelişim özelliklerine uygun, özgürce deneyimleyecekleri uygun ortam ile duyuların gelişimine için ihtiyaçları vardır.
Okul öncesi öğretmenleri de duyu bütünleme konusunda büyük bir rol üstlenir. Bu roller arasında en önemlisi gözlemdir. Eğitimci çocukları gözlemlerken ayak-göz koordinasyonlu, el-göz koordinasyonlu oyunlar oynatmayı tercih etmelidir. Ayrıca eğitimci gözlem yaparken tek bir alanda değil bütün gelişim alanlarını da dikkatli bir şekilde incelemelidir. Diğer arkadaşları ile oynamak istemiyor, iki ayak üzerinde zıplayamıyor, ses, koku, tat, dokunmaya karşı aşırı tepki gösteriyor, tutma eylemini avuç içini kullanarak değil iki parmağıyla yapıyorsa ya da kuru kalem ile boyama sayfalarını çok silik bir şekilde boyuyor ise bu durum duyu bütünleme bozukluğunu işaret ediyor olabilir.
Fzt. Arzu KALIN, Ayres’in Duyu Bütünleme Terapisi “ASI (Ayres Sensory Integration), duyu bütünleme tedavisinde dikkat edilmesi gereken unsurlar, aile eğitiminin önemi ve yaptığı uygulamalar hakkında bilgiler verdi. Mezun adaylarının mesleğe atılmadan önce duyu bütünleme konusu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları gerektiğini ve etkinlikleri hazırlarken kullanabilecekleri tavsiyelerde bulunarak konuşmasını tamamladı.
Seminer, Fzt. Arzu KALIN, etkinliğe katılanların konuyla ilgili sorularını cevaplandırmasıyla sona erdi.